Fikri ve sınai mülkiyet hakları, yenilikçiliğin ve markalaşmanın temel yapı taşları arasında yer almaktadır. Ancak bu hakların korunması sürecinde zaman zaman uyuşmazlıklarla karşılaşılmaktadır. Tescilli hakların sınırlarının ihlali, paralel hak iddiaları ya da benzerlik temelli itirazlar, çoğu zaman çıkar çatışmalarını, uzlaşmazlıkları ya da hukuki süreleri gündeme getirmektedir. Bu tür durumlarda uzlaşma, yalnızca bir alternatif çözüm yöntemi değil, aynı zamanda stratejik bir yol olarak değerlendirilmektedir.
Uzlaşmanın Sağladığı Avantajlar
Karmaşık itiraz ve dava süreçleri; süre, maliyet ve ticari ilişkiler açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Özellikle aktif olarak faaliyet gösteren markalar, patent sahipleri ve tasarımcılar için idari ya da hukuki süreçler, sadece hakların değil aynı zamanda pazar konumunun da riske atılması anlamına gelebilmektedir.
Bu nedenle uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmadan, kontrollü ve dengeli şekilde çözülmesi hem ticari sürdürülebilirlik hem de uzun vadeli ilişki yönetimi açısından önem taşımaktadır.
Ancak etkin bir uzlaşmanın mümkün kılınabilmesi için yalnızca iyi niyet değil; uzmanlık, teknik analiz kabiliyeti ve sektörel öngörü de gereklidir. Gravis IP, bu ihtiyaca cevap verebilecek bütünsel bir yapı içerisinde hizmet sunmaktadır.
Uzlaşma Süreçlerine Yönelik Yaklaşımımız
Patent ofisi olarak yürütülen uzlaşma süreçlerinde, tarafların sadece hukuki değil, aynı zamanda ticari, teknik ve stratejik ihtiyaçları da dikkate alınmaktadır.
• Ticari Odaklılık: Her dosyada yalnızca haklılık değil, aynı zamanda uzun vadeli ticari fayda gözetilmektedir. Taraflar için en değerli çözüm, haklı çıkmaktan çok, işin sürekliliğini sağlamaktır. Bu perspektifle, uzun dava süreçlerini önleyecek yaratıcı çözümler sunarız.
• Teknik Derinlik: Tescil edilen buluş, tasarım ya da markaların özgünlüğü teknik raporlarla desteklenmekte; süreç, somut verilerle yönlendirilmektedir. Müvekkillerimizin faaliyet gösterdiği sektörlerdeki teknik gelişmeleri yakından takip edilmektedir, teknik hak iddiaları hukuki çerçevede somutlaştırılmaktadır.
• Uluslararası Standartlar: Türkiye’deki müvekkillerimiz adına yürütülen uzlaşma süreçlerinde, şeffaf, belgelenebilir ve raporlanabilir bir iletişim altyapısı ile hareket ederiz.
Yerli bir medikal cihaz üreticisi tarafından, piyasada bulunan bir ürünün kendi tescilli patentini ihlal ettiği tespit edilmiştir. İlk değerlendirmelerde dava açılması önerilmiş olsa da, sürecin uzunluğu ve yurtdışı bağlantılı ihalelere etkisi göz önünde bulundurularak alternatif çözüm yolları gündeme alınmıştır.
Böylelikle taraflarla teknik analizler doğrultusunda iletişim kurulmuş, tarafsız teknik bir değerlendirme raporu oluşturulmuştur. Uyuşmazlığın çözümünde lisanslama modeli önerilmiştir. Sonuç olarak dava açılmadan, sekiz ay içinde karşılıklı lisans anlaşması sağlanmıştır.
Sonuç: Dava süreci yaşanmadan, %80 daha düşük maliyetle çözüm elde edilmiş; müvekkil, tescilli hakkından doğrudan gelir elde etmiştir.
Avrupa merkezli bir firma tarafından, Türkiye’de markalarına benzer bir başvurunun yapılmış olduğu bildirilmiştir. Başvurunun tescil süreçlerine devam etmesi durumunda dava açılabileceği ifade edilmiştir.
Takip eden süreçte başvuru sahibi yerel firmayla iletişime geçilmiş; markaların sektörel konumları ve hedef pazarlardaki farklılıklar ortaya konmuştur. Sürecin başında bir itiraz dosyası hazırlanmış, ancak resmi süreç ilerletilmeden karşılıklı anlayışla marka başvurusunun geri çekilmesi sağlanmıştır.
Sonuç: Uyuşmazlık idari ya da hukuki süreçler başlamadan çözülmüştür.
📌 Vaka 3: Tasarım Hakkı Çatışmasında Sağlanan Uzlaşma – Mobilya Tasarımı
Türkiye’de tescilli bir mobilya tasarımının, yurtdışındaki bir zincir mağaza tarafından neredeyse aynen kullanıldığı fark edilmiştir. Hukuki hakların kullanılması halinde sürecin yıllar sürebileceği öngörülmüş; çözüm alternatifleri araştırılmıştır.
Yabancı vekil firma aracılığıyla zincir mağaza ile temasa geçilmiş, teknik çizimler ve tescil belgeleri sunularak ihlal açık şekilde ortaya konmuştur. Süreç, dava yerine iş birliğine dönüştürülmüş ve tasarımı kullanan firma ile müvekkil arasında danışmanlık ve telif gelirini içeren bir anlaşma imzalanmıştır.
Sonuç: Hak ihlali önlenmiş; aynı zamanda müvekkile yeni bir gelir kalemi oluşturulmuştur.
Sınai mülkiyet hakkı sahipleri tarafından, ihlaller karşısında çoğunlukla doğrudan itiraz dosyalama ya da dava yoluna başvurulmaktadır. Ancak her itiraz süreci ya da dava süreci, zaman ve kaynak tüketen bir mücadeleye dönüşebilmektedir. Uzlaşma yoluyla hem hakların korunması hem de ticari ilişkilerin sürdürülebilirliği mümkün kılınabilmektedir.
Özetle, Türkiye’de yürütülen sınai mülkiyet süreçleri, hem mevzuat hem de iş kültürü açısından farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılıkların yönetilmesi, özellikle dava dışı çözüm süreçlerinde uzmanlık gerektirmektedir. Gravis IP, Türkiye’deki sınai mülkiyet sahipleri için güvenilir bir yerel çözüm ortağı olarak; süreç yönetimi, teknik analiz ve stratejik iletişim konularında destek sağlamaktadır.
Uzlaşmak, vazgeçmek değildir; bilinçli bir tercih, güçlü bir stratejidir.
Sınai mülkiyet haklarınızı korurken esnek, hızlı ve etkili sonuçlara ulaşmak istiyorsanız, bizimle iletişime geçin.